

Bazı insanlar için defter, sadece not alınan bir eşyadır. Benim için hiçbir zaman öyle olmadı. Kağıda yazdığım anda, zihnimde dolaşan düşünceler, hisler ve hayaller şekil almaya başlıyor. Sadece kafamın içinde değil, önümde duran, bakabildiğim ve istersem değiştirebildiğim bir şeye dönüşüyor.
Çocukken manifest kelimesini ve çekim yasasını biliyordum ve bilinçli şekilde uyguluyordum. Defterlerime yazarken aslında bugün Manifest, Unfiltered’ın içinde anlattığım sürecin basit halini yaşıyordum. Ne istediğimi netleştiriyor, “ya olmazsa” diyen sesi devreye sokmuyor, içimde bunu durduran bir korku taşımıyordum. Olacağına içten bir eminlikle bakmak, bugün enerjiyi nereye tuttuğumuzu çalışırken anlattığım şeyin çocukluk haliydi.
Sonra hayatım bir süre tamamen yapılacaklar listeleri ve sıkışık takvimler üzerinden akmaya başladı. Haftalar doluyor, kutucuklar işaretleniyor ama akşam olduğunda aynı soruyla kalıyordum. Gerçekte ne yaşıyorum, neye dönüşüyorum, bu tempo beni kim yapıyor... O noktada sadece planlamaya değil, iç sese, enerjiye ve ritme alan açan bir şeye ihtiyaç duyduğumu fark ettim.
Başkent Üniversitesi İletişim Tasarımı mezunuyum, Nevart Art Akademi’de Temel Sanat Eğitimi aldım. Yıllardır yurtiçinde ve yurtdışında markalarla tasarımcı ve illüstratör olarak çalışıyorum. Görsel düzenin, boşluğun, tipografinin ve rengin insanda ne his uyandırdığını mesleki olarak öğrenirken, kendi defterlerimde de hep aynı soruya dönüyorum. Bu sayfa, onu kullanan kişi için nasıl bir iç alan açıyor?

Sıdal Designs, bu sorunun içinden doğdu. Benim için defter, estetik bir obje olmaktan çok, düşünmenin, hissetmenin, yaratmanın, manifestlemenin ve hayat ritmini görmenin aracı. Sayfaya attığın her tarih, her cümle, her küçük çizim; zihninin, kalbinin ve enerjinin o anki kaydı. Bu kaydı tutarken elinde sıkıştıran değil, içine davet eden bir zemin olsun istiyorum. Tasarım benim için bu yüzden önemli. Boşluk, satır aralığı, font ağırlığı, renk tonu, hepsi o alanın nasıl hissettirdiğini değiştiriyor.
Manifest, Unfiltered bu dünyanın manifest tarafı. Ne istediğini gerçekten görmek, onu engelleyen korkuları fark etmek ve enerjini olacak olana güvenen bir yere taşımayı kolaylaştırmak için tasarlandı. Manifestlemek üç basamakta ele alındı. Kendini tanımak, enerjini düzenlemek, seçimlerini bu yeni kimlikle hizalamak.
Moon, Unfiltered ise zamanla ve ay döngüleri ile kurduğun ilişkiyi görünür kılıyor. Farkında olmasak da Ay’ın döngüleri ruh halimizi, enerjimizi, başlama ve bırakma eğilimlerimizi etkiliyor. Yeniayda içten gelen başlama isteğini, dolunayda yüzeye çıkan duyguları, kapanan fazlarda bırakma ihtiyacını fark etmeye başladığında takvim sadece program değil, enerjinin ritmini de gösteren bir yüzeye dönüşüyor.
Astroloji, ay döngüleri ve ritüeller benim için kaçış yolu değil. Aksine, tekrar eden duyguları, döngüleri ve kendi hikayemi daha net görmemi sağlayan lensler. Sıdal Designs, bu kişisel gözlemlerin ürünleşmiş hali. Bu markayı, hayatı baştan sona değiştirme vaadiyle değil, zaten yaşadığın hayatın içinde küçük, dürüst ve güçlü duraklar açma niyetiyle kuruyorum. Eğer bir gün bu sayfalardan birini açıp “tam olarak ne hissettiğimi bilmiyorum ama burada ona yer var” dersen, ben bu işi doğru yapıyorum demektir.

